4 Temmuz 2012 Çarşamba

KAYIT

HAKAN BIÇAKCI


“Korku, arkamızda yanan bir mum alevinin duvarda oluşturduğu gölge gibidir. Ondan kaçtıkça büyür, üzerine gittikçe küçülür.”

Frelin




Kiralık/Satılık ilanları arasındaki karanlık sokakta yürüyordum. Eve birkaç ıssız sokak kalmıştı. Köşeyi dönünce karşıma birbirinden zayıf üç adam çıktı. Dimdik ayakta duruyorlardı. Hareketsiz... Birinin kucağında küçük bir televizyon vardı. Simsiyah, uyduruk bir televizyon... İncecik kollarıyla sımsıkı tutuyordu. Ekranı dışa dönüktü. Görmezden gelip aralarından geçmek istedim. Yakınlaşıp önümü kestiler. Paniklememeye çalışıyordum. İçlerinden biri çantamı istedi. Sakin sakin... İçinde cüzdanım, cep telefonum, bilgisayarım ve işle ilgili önemli notlar olan çantayı verme düşüncesi karnımı oymaya başlamıştı.


Üçü de çelimsiz, zayıf, silik tiplerdi. Birini kolundan tutup duvara vursam diğerleri arkasına bakmadan kaçardı. Kucağında televizyon olan zaten etkisiz elemandı. Tam böyle bir saldırı planlıyordum ki ortadaki eğilip yanında duranın kucağındaki televizyonu açtı. Açarken de “Bir önceki arkadaş vermedi, bak neler oldu…” dedi. Diğeri de “Geçen bölümün özeti,” diyerek sırıttı. Sesleri de incecikti. Gecenin karanlığında parlayan ekranda aynı üçlü, başka bir sokaktaydı. Aynı adamın kucağında, aynı televizyon vardı. Tüm bunları izlediğim televizyon… Daha önceki kurbana, televizyondaki bir önceki kurbanı izletiyorlardı. O sırada biri de beni kamerayla çekmeye başladı. Bir sonraki kurbana izletilmek üzere... Ama buna gerek olmayacaktı. Çünkü izlediklerim beni çantamı vermeye ikna etmişti. 


Ekrandaki adam aynı durum karşısında çantasını vermeyi reddediyordu ve adamlardan biri, televizyonu ve kamerayı tutmayan adam, köpek gibi üzerine saldırıyordu. Suratını ısırarak adamı yere indiriyordu. Tam göremiyordum, ama sanki adamın yüzünü yiyordu. Transa geçmiş biçimde titreyen bacaklardan ayıramıyordum gözlerimi. Bir yandan da çantayı uzatıyordum. 


Çantayı aldılar. Televizyonu ve kamerayı kapadılar. Ağır ağır uzaklaşmaya başladılar. Sadece maddi zararla kurtulduğuma şükredip eve doğru yürümeye devam ettim. Kendimi sıkmış olacağım, tehlike geçince elim ayağım titremeye başlamıştı. Grup da diğer yöne doğru yürüdü. Arkadaşlarıyla buluştular. Bu, videodaki kurbandı. Dördüncü adam... Oyuncu... Ganimeti paylaşan dört zayıf gölge, Kiralık/Satılık ilanları arasındaki karanlık sokakta yürümeye devam etti…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder